Fıratcan Şahin

Aşk-ı Fabl

İnsanlar bazen hayvan gibi severken, hayvanlarda insan gibi sevebilir. Neden olmasın ki? Ve yine aşk insanı maymun ederken, maymunu da insan edebilir.

Günlerden bir gün Amerika kıtasının en eski ulusal parkı olan Grand Canyon National Park (Büyük Kanyon Ulusal Parkı)’ında yaşayan Arizona halkının ve yılda dört milyondan fazla insanın ziyarete geldiği yerdeki en çok sevilen hayvanı, sevimli mi sevimli, tatlı mı tatlı, minnoş mu minnoş maymunu aşık olmuş. Ama normal bir aşk değil bunun ki. Kendisi hem parkın en yaşlısı hemde saygınları arasında. Aşık olduğu hayvan su hayvanı. Gönül bu ya pacu balığına sevdalanmış.

Maymun en popüler hayvan parkta ama pacu balığı da Kolorado nehrinden yakalanıp getirilmiş. Bu nehir bildiğimiz nehirler gibi değil! Birden fazla renge sahip olan bir nehir. Ve Arizona’nın en uzun nehri.

Bir gün bilge bir kaplanla büyük ve saygın maymun dertleşiyorlarmı ş. Arkada Yıldız Tilbe çalıyor. Kaplan durgunluğunu anladığı için birden konuya girmiş;

_ Park sana güzel be abi, nedir bu durgunluğun?

_ Muzun kokusu yakından hoş gelirmiş. Bir sorun var kafamda ne yapacağımı bilmiyorum.

_ Bir derdin var o halde abi. Söyle bana belki bir yardımım dokunur?

_ Elinde sihirli bir değnek var mı ki yardımın dokunacak?

_ Yok ama belki bir yerlerden buluruz be abi. Ne yapacaksın sihirli değneği?

_ Beni balık yapabilir misin?

_ Seni balık yapmam, ama sana balık tutabilirim?

_ Ben balık değilim ama ben tutuldum işte.

_ Seni tutmam ama yüzme öğretebilirim?

_ Boğulurum ben. Bana balık tutma, balığa tutulmamayı öğret o zaman?

_ Abi sen bu balık mevzusuna neden bu kadar tutuldun anlamadım şimdi?

_ Ah birde ben anlasam..

(sessizlik)

_ Abi çok içiyorsun şu sigarayı, az iç zaten yaşın kemale geldi. Paketin biter diye de mi korkmuyorsun?

_ Parkta serbest gezebiliyorsun diye mutlu sanıyorlar işte.

_ Abi sigara dedim ne gezmesi?

_ Lan işte gezerken ziyaretçiler sigara veriyor. Beni deniyorlar güya içecek mi diye.

_ İçmiyor musun ki?

_ Hayır onların yanında içmiyorum. Kapalı alanda sigara içme yasağı var. Alıp paketi kafesime götürüyorum.

_ O zaman sende baya bi zula var abi.

_ Bir sürü var hemde. Ziyaretçilere kaçak sigara diye sattığım oluyor bazen.

_ O zaman para da var sende?

_ O da bir sürü oldu.

_ E iyi de hala seni mutsuz eden nedir? Bi o konuya gelemedik abi. Çok mu gizli?

_ Gizli sayılmaz ama imkansız.

_ Hayatta hiçbirşey imkansız değildir gardaş

_ Gardaş nedir?

_ Bende yeni öğrendim abi, geçen Sivaslılar geldi onlardan duydum bende.

_ Hmm ok.

_ Hadi o zaman daha lafı uzatma da abi gir konuya. Hanım kafeste bekler saat geç oldu. Seni böyle yanlız bırakıp gitmekte istemiyorum. Bir yandan merakta ediyorum.

_ Geçen hafta parka yeni getirilen pacu balığını biliyor musun?

_ Biliyorum abi, acayip kaprisli. Huyu huy değil, tipi tip değil. Tipini si..

_ Hoop ulan yavaş ol dana!

_ Yok abi ne danası ben kaplan kaplan?!

_ Ben o pacuya sevdalandım işte.

_ Ne diyosuuuuun? Valla mı?

_ Harbiden.. İlk görüşte aşk işte. Etkilendim. Şimdi ben havalarda o suyun içinde.

_ Şuan ben şok aga. Nasıl aşık olursun sen su hayvanına abi?

_ Oldu işte.. Hatta şarkı bile yazdım ona. Ne zaman yanlız kalsam söyler söyler çekerim bir fırt.

_ Ben iyice şok oluyorum. Ben yokmuşum gibi söyler misin abi merak ettim?

_ Yâr yâr aman, yâr yâr aman. Yâr, yüreğim oldu kemân. Kavuşmamız, yâr, ne zaman? Yâr, ne zaman; yâr, ne zaman?

_ Bu balık senin içini bildiğin yarmış abi. Türklerin eski şarkıları gibi şarkı yaptırmış sana.

_ Birde rap şarkı yazdım. Ama onu şuan söyleyemem. Çok hızlı olduğu için ezberleyemedim hala.

_ Peki bu balıkta ne buldun abi sen? Sana çekici gelen tarafı nedir?

_ Bir dişleri var.. Sanırsın Beşiktaş’ın ilk 11’i iki dudağının arasında.

_ Bu mu çekici bulduğun şey abi?

_ Sana bilge dedik ama karga boku kadar akıl yokmuş sende. Benden bir parça gibi o. Hani insan birini gördüğü zaman “tamam işte, ömrümün geri kalanında bununla olmak istiyorum” der ya?

_ Tamamda abi sen insan değilsin işte?

_ Teşbihte hata olmaz. Sus ve dinle!

_ Özür dilerim abi.

_ Hani birde bir süre sonra yıllardır tanıyormuş hissi verir ya insana.. Yani hayvana(!) öyle hissediyorum ben. Genetik benzerliklerimiz de çok fazla hem

_ Hangi genetik benzerlik abi? Gözlerinizin olması mı?

_ Hayır salak! İnsanların benden geldiğini iddia etmediler mi? Hatta öyle insanlar var ki o mu maymun ben mi yan yana gelsek şaşırırım. Böyle bir genetik onda da var. Dişlerini görmedin mi? Aynı insan! Görünce hemen anladım zaten… tamam dedim…. işte bu!

_ Lan bi yürü git bunak pezevenk. Bende sanahtan beri adam akıllı birşey anlatacaksın sanıyorum. Nerden nereye bağladın puşt. Senin yüzünden hanımdan da laf yiyeceğiz şimdi!

_ Dışarıda kaplan, içeride kedi olanlardansın demek ki sende. Kaybol gözümün önünden!

_ Sus Allah’ın delisi. Hala konuşuyor. Atla suya “sini siviyirim cinisi, binimli ivlinir misin?” Demeye kalkta boğul geber! Birde Yıldız Tilbe dinletip beni de tribe sokuyorsun burada!

_ Lan yürü git, bağırma ortalıkta kaplan katili etme beni. Herkese maymun ettin zaten!

_ WTF! Maymun??!?1

Bu sırada seslerin yükseldiğini duyan papağan Canıtın hemen kaplana bir haber vermeye gelmiş. Nefes nefese kaplana dönerek;

_ Bilge, fareler isyanda. Senin hakkında konuşup her yere yazılar yazıyorlar..

Olaylar hakkında tek nefeste olan biteni anlatmış. Maymun Yıldız Tilbe’nin sesini kısmış ne Canıtın ne de Bilge umrunda değilmiş gibi sigarasından üst üste içmeye devam etmiş. Bilge telaşa kapılmış, olay yerine doğru gidip gitmemekte tereddüt ederken olduğu yerde dönüyormuş. En son gitmeye karar vermiş ve dönmüş demiş ki;

_ Saçmalama Canıtın, ne demek fareler grev yapıyor? Ne demek duvarlara faşo bilim adamı yazmışlar?

Not: Arizona çoğunluğu çöl olan bir eyalettir. Hikayede bahsi geçen Grand Canyon National Park kuraklık bir alanda bir kaç taş yapıttan oluşur. Hayvanların konuşmasına inananlar oranın hayvanat bahçesi gibi olduğuna da inanır diye düşünmüştüm… Bana saksı muamelesi yapamazsınız!

 

İlk olarak 12 Ekim 2016 Çarşamba tarihinden Papiroom‘da yayınlamıştım. Daha sonradan da Wattpad‘de yayınladım.